Mahir Ünsal Eriş “Bangır Bangır Ferdi Çalıyor” adındaki kısa hikaye kitabıyla girdi çoğumuzun hayatına. Her iyi yazarda olduğu gibi, yılların emeği ve azmi vardır parlamasının arkasında.
Mahir edebiyatı en ham haliyle işlemeye başladı, çeviri yaparak. İbranice ve Ermenice metinleri çevirdiği kitapları yayınlandı, Anadolu'da tarihin başından beri iç içe yaşayan kültürlerin bağlarını güçlendirirken edebiyatı da öğreniyordu.
''Bangır Bangır Ferdi Çalıyor'' ve ''Olduğu Kadar Güzeldik'' kitaplarındaki kısa hikayeler keyifle okunan, kolay empati kurulan karakterlerle dolu süprizlerdi. Bir yandan da Murat Menteş, Alper Canıgüz, Ah Muhsin Ünlü gibi sevdiğimiz yazarlarla ahbaplık ettiği Afili Filintalarda yazdı; bir yandan Gençlerbirliği ve futbol hakkında.
İlk romanı ''Dünya Bu Kadar'' ile yeni bir evre başladı. Yazdıklarını severek okuyoruz, karakterleri gibi saf bir asilikle 10 kitap yerine 8 kitap gönderdi bize, gururla sunarız :
Bu ufacık, kısacık romanı Sevgi Soysal’ın, bir roman yazma dersi sayılabilir. Romanın, anı sonsuzca büyütebilme kabiliyetini gözler önüne serebilmekteki inceliği bir tarafa, enfes de bir memleket fotoğrafıdır. Memleketin belli bir döneminin insanlarını var eden hemen her şeyin hassasiyetle çıktısını almış gibidir.
Okuduğum ilk “ilk aşk” romanı bu. Henüz ne olduğunu yalnızca filmerden, kitaplardan ve televizyondan bilebileceğim bir tuhaflığı büyülü bir dil ve capcanlı bir his dünyası sunan harika bir roman. Çok eski yıllarda çevrilmiş, ciltli bir nüshasını okumuştum. O kadar eski bir çeviriydi ki oradan öğrendiğim eski kelimeleri kullanmaktan hala büyük keyif duyarım.
Bu, bir modern zaman mesnevisidir. Nazımı hiç bozmadan enfes bir nesir kurarak, başrolü yalnızca figüranlara ayırarak anlatılmış bir dil ve hikaye şölenidir Manzaralar. Türkçede söylenmiş en güzel destanlardan biridir.
Öykü yazan biri için, insanı yazmaktan soğutacak kadar iyi öykülerle dolu bir kitaptır. Tek başına, yazıldığı günden bugüne geçerliliğini ve etkisini hiç kaybetmemiş bir öykü dersidir. Öykü okuyucusu içinse bir şölendir, düğündür.
Çok kıskandığım bir romandır. Memleketi bir çember gibi kucağına yatırmış, etrafından ince ince iğne oyasıyla zincir çekmiştir Ayfer Tunç. Türkçenin parmakla gösterilecek romanlarından biridir.
Ukalalık ettiğim düşünülmesin. Fransızca bilmeyen birini bile kendine bağlayabilecek kadar büyülü bir kitaptır. İçinde, tıpatıp beneyecek kadar iyi çizilmiş 1200’e yakın nefis illüstrasyonla yüzlerce bitki ve hayvan türüne dair bilgiler taşıyan harika bir bilgi deposudur. Hani çocukken bir akrabanızda aklınızı başınızdan alan bir ansiklopedi vardır, hani onların evine her gittiğinizde bakmalara, karıştırmalara doyamazsınız onları, işte tam o türden bir eserdir. Bitki ve hayvanların fiziksel özelliklerine dair ölçüler evrensel birimlerle verildiği ve yetiştikleri, yaşadıkları ülkelerin adları, eh az çok, anlaşılabildiği için Fransızca bilmeden bile okunabilir.
Dürüstçe söylemem gerekirse şu hayatta okumayı en sevdiğim kitaptır. Aslında 60 küsur farklı kitap ya da bölümden oluştuğu için kendisi başlı başına bir repertuardır. Duygu, düşünce, fantazi, ütopya, masal, destan, şiir, erotizm, maneviyat... Her şeyi içinde barındırır. Rengarenktir, üstelik tarihsel bir belge bile sayılabilir, böyle de okunabilir. Dünyanın en çok diline çevrilen eseri olduğu ve dini bir motivasyonla çevrildiği düşünülürse en sadakatle çevrilmiş eser olduğu göz önünde bulundurulduğunda, dil öğrenenler için muhteşem de bir karşılaştırma/alıştırma kaynağıdır.
Şimdilerde yalnızca sahaflarda ya da internet kitapçılarında bulunuyor galiba. Benim çocukluğumda babam, Milliyet gazetesinden kupon biriktirip almıştı. Sanırım bütün hayatımı değiştiren şey de bu sözlüğü elime alışım oldu. Gerçekten de her kelimenin 22 (yazıyla yirmi iki) dilde karşılığı olan bir sözlüktü ve bir kelimenin altında sıralanan bu 22 dildeki karşılıklar, onlar arasındaki ilişkiyi görmenizi de sağlıyordu. Kitaba Fransızlar livre, diyordu mesela, İtalyanlar ve İspanyollar libro, Poretkizcede ise livro oluyordu. Bütün bunları izleyebilmek, daha o yaştaki bir çocuk için, inanılmazdı. Elimdeki nüshası, elimde paramparça oldu o yüzden, sonra internetten bulup daha yenice olan bir tane daha aldım. Her halde kalan ömrüm, onu parçalamaya ancak yeter.
Sevdiğimiz insanlara hayatlarını değiştiren kitapları soruyoruz.
Kitaplarını Özgür Bırak.
Kitapların raflarda toz tutmasın, seni fevkalade insanlara bağlasın!
BookSerf'e Üye Ol